Tuesday, December 19, 2006

yine/again


i am waiting/home/I can't do..

Entellektüel bakan ya da bakmaya çalışan bacak aram, aslında hangi yönünün ağır bastığını bilmemenin avanaklığında dolanıyor bu günlerde. Boğazımda bir balgam, ellerim akan kalem mürekkebinin karası bekliyorum. Yutkundukça canım acıyor. Bekliyorum. Boynum kütürdüyor, sabit bir noktaya kitlenen bakışlarımın hapishanesi başımı sağdaki kedi biblosuna bakmak için çevirdiğimde. Nefesim, birinin karbondioksiti kokuyor. İlgisizliğimin boyası akmış saçlarıyla, koltukaltlarım bir adamın teriyle dolu. Elimde kalem, parmağımda ametist yüzüğüm bekliyorum. Negatif enerji adı verilen pessimist auramı içine çeksin diye takıyorum yüzüğü; yalanlarken benliğimi. Su olasım geliyor. Akıyorum içime. Sosis parmaklarımdan başlıyorum kendimi yemeğe. Ruhumu kemirgenler bastı. Elimde bir tek beden var. Ben de onu kemiriyorum. Kedi gibi yalıyorum bacaklarımı. Geçmiyor önceki gecenin kiri. Boyuyorum yüzümü; duruyor kırışıklıklar sapasağlam. Nasıl her detayı anlatmamdan sıkılıyorsa çevrem, ben de kendine has paranoyak yüzeyselliğinden boğuluyorum çevremin. Çizemediğim perspektiflerin kaçış noktasıyım şu an. Geceleri bakmaya dahi korktuğum öcülü dolapların içine girmek bile varlığımı harekete geçiremiyor. Korku bile yersiz. Korku bile bekleme odasında. Korku bile çiş gibi yitip gidiyor kanalizasyona. Bekliyorum. Ev. Yapamam.



sorry for english speakers!!

3 comments:

Omni said...

Hello from the USA!! :-)

red but orange package said...

daha dierlerini okumadın dur bakalım hemen yorum yapma=)

Live said...

miről van szó?:))